Kardeş Kıskançlığı
Kardeş kıskançlığı, birden fazla
çocuklu ailelerin sıkça yaşadığı sorunların başında gelmektedir. Kardeş
kıskançlığı doğal bir davranış mıdır, aileler neler yapabilir, daha çok hangi
yaşlarda görülür, hangi davranışlar kardeş kıskançlığının belirtisidir? Gibi soruların
yanıtlarını kısmen de olsa bu yazıda bulabilirsiniz.
Kardeş kıskançlığı; anne
babanın başkasıyla paylaşılamamasından doğan, üzüntü, küçük düşme korkusu, can
sıkıntısı, öfke, nefret ve intikam alma düşünceleri ile birlikte görülen sevgi,
koruma, yakınlık hissetme isteği gibi karışık duyguların bileşimidir.
Kardeş kıskançlığını net bir şekilde anlayabilmek için
çocuklarınızın hareketlerini düzenli olarak takip etmeli, çocuklarınızı ayrı
ayrı gözlemlemelisiniz.
Kardeş kıskançlığı hangi dönemde daha fazla görülür?
Çocuk,
2 yaştan küçük ya da 7 yaştan büyük ise kardeş kıskançlığı çok fazla ön plana
çıkmaz. 2 yaş, sezgisel olarak kıskançlığı duyumsama için çok erken bir yaştır.
7 yaşından itibaren de çocuk artık soyut kavramları anlamlandırmaya
başlamıştır. Mantık yürütmede ve sebep-sonuç ilişkilerini değerlendirmede daha
iyidir.
2-6 yaş arası dönemde ise kardeş kıskançlığının yoğun bir şekilde
yaşandığını görüyoruz. Bu yaş aralığında daha çok sezgileriyle ve duygularıyla
hareket eden çocuğun, eve gelen bir “kardeşi” algılaması ve hissettiği
duyguları yorumlaması zordur. Sezgileriyle bu “rakibi” fark eder ve
davranışları da bunun dışa vurumu olarak ortaya çıkar.
BELİRTİLERİ

Kardeş kıskançlığının
en önemli belirtilerinden biridir uzaklaşma. Çocuklarınızdan birisi sizi
yeterince dinlemiyorsa ve sizden koptuğunu düşünüyorsanız kardeşiyle arasında
herhangi bir kıskançlık problemi olabilir.

Kardeşe karşı
şiddet eğilimi ve onu her fırsatta hırpalaması kardeş kıskaçlığının en belirgin
belirtisi arasında yer almaktadır.

Altını ıslatma, parmak emme
gibi alışkanlıklar, çocuğunuzda özgüven sorunu olduğuna ve onun ilgi istediğine
işaret ediyor olabilir.

ANNE BABALARA
ÖNERİLER
Ø Bebek için seçilen isimde, hazırlanan odada ve eşyalarda çocuğunuzun
fikrini alarak aile bütünlüğünü vurgulayın.
Ø Kardeşin doğum sonrasında bir süreliğine annenin yatak odasında yatacağını
ve sonrasında kendi odasına geçeceğini söyleyin; “Aynen sana yaptığımız gibi”
notunu da mutlaka düşün.
Ø Çocuğunuzun bebeklik fotoğraflarını ortaya çıkarın, bu ilginin bebek iken
ona da aynen verildiğini anlatın.
Ø Aile büyüklerine ve yakın dostlara yalnızca bebekle ilgilenmemelerini,
büyük çocuğa da alışık olduğu tarzda ilgi ve sevgi göstermelerini söyleyin.
"Kardeşin doğunca senin pabucun dama atıldı" gibi cümleler
kurmamaları konusunda da uyarın.
Ø “Sen abla/abisin; o küçük” diyerek anlayışlı olmasını, küçük kardeşiyle
her şeyini paylaşmasını beklemeyin ya da ona öncelik vermesini istemeyin. Bu
beklenti demokratik değildir. Haksız beklentiler sadece kardeşe ya da aile
büyüklerine karşı kırgınlığa ve öfkeye sebep olur.
Ø “Aman kıskanmasın” diyerek aşırı ilgi ve hediyelere boğmayın. “Onu
sevmiyoruz, seni daha çok seviyoruz”, “Sen bizim ilk göz ağrımızsın” gibi
sözlerle abartılı ve yapmacık bir ilgi de göstermeyin.
Ø Kardeşiyle ilgili karışık duyguları olan çocukların konu edildiği öyküler
okuyun. Çocuk, hikayedeki büyük olan ile özdeşim kurar ve duygularında yalnız
olmadığını anlar. Rahatlar, kendini farkında olmasa da suçlamaktan
vazgeçebilir.
Ø Anne ve baba olarak ayrı ayrı büyük olana zaman ayırın, onunla oyunlar
oynayın, baş başa kısa gezintiler yapın.
Ø Çocuk bebeğe zarar veriyorsa, aşırı tepki göstermeden çocuğa net ama sert
olmayan bir uyarıda bulunun. “Biz birbirimize vurmuyoruz, can acıtmıyoruz”,
“Neye sıkıldın, sinirlendin, gel konuşalım ama kardeşin çok minik, böyle
anlayamaz” diye yaklaşın.
Ø Kardeş kıskançlığı duygusuyla savaşmak yerine bu duygunun kabul
edilebilir olduğunu belirtin
Ø “Bazen seninle ilgilenemediğim
için bana kırılıyor musun?” veya “Kardeşin olunca seni daha az mı sevdiğimi
düşünüyorsun?” gibi sorularla yaklaşın, en huysuz ve kavgacı olduğu anda
sarılıp kucağınıza alarak sevginizi ona dokunarak gösterin.
PAYLAŞ
0 Yorum
Yorum Gönder